Yerel dilde iletişim kurma becerisi kazanmak günlük yaşamlarını birçok yönden kolaylaştırdığından, göçmenlerin ve mültecilerin yeni ikametlerine entegrasyonunda o şehrin yerel dilini öğrenmek hayati bir önem taşıyor. Ayrıca, kendilerini daha güvende hissettikleri ve yeni bir ülkeye daha hızlı alıştıkları için özgüvenlerini de artırıyor. Dili öğrendikçe yerel kültürü tanıyor, yerel halkla iletişim kuruyor ve ev sahibi topluluğa ait olma duygusu kazanıyorlar. 

İstanbul'un Sultangazi ilçesinin mahallelerinden olan Yayla'da, Türkçe öğrenmek isteyen göçmen ve mülteci topluluklarından kadınlar, IOM'nin Psikososyal Mobil Ekibi (PMT) tarafından düzenlenen iki aylık bir çevrimiçi konuşma kulübüne kaydoldular. Bu konuşma kulübü oturumlarında, temel bilgileri öğrenmeleri ve yavaş yavaş kelime hazinesini geliştirerek, dili günlük yaşamda kullanmak için temel oluşturmalarına yardımcı olmak amaçlandı. Aynı zamanda bu oturumlar, göçmen ve mülteci kadınlara daha fazla özgüven ve Türkçe öğrenme motivasyonu kazandırma, ayrıca öğrendikerini uygulamaya devam etmeleri için de ilham kaynağı oldu. 
Katılımcılardan 27 yaşındaki Nadia, konuşma kulübüne katılmadan önce Türk arkadaşlarıyla herhangi bir sosyal etkinliğe katılmakta tereddüt ettiğini belirtiyor. Arkadaşları ile vakit geçirirken daha çok konuşmaları dinlediği ve Türkçe olarak sadece birkaç kelime ile iletişim kurabildiği için çok rahatsız olduğunu söylüyor. Bu seanslar sayesinde artık Türkçe dil becerilerini geliştirdiği için arkadaşlarıyla daha rahat iletişim kurabiliyor ve Türkçedeki deyimleri, günlük konuşmadaki ifadeleri ve kelimeleri kullanabiliyor. 

Etkinliklerin bir başka katkısı olarak Nadia “Türkçe konuşma kulübü çocuklarımla iletişimimi de geliştirdi. Eskiden Türkçem biraz zayıftı. Bu yüzden kelime veya telaffuzları yanlış öğrenmelerini istemedim. Ama şimdi onlarla akıcı bir şekilde iletişim kurabiliyorum ve birbirimizden bir şeyler öğrenerek daha fazla zaman geçiriyoruz!” dedi.

Türkçe Konuşma Kulübü etkinliklerinin amaçlarından biri de ortak bir öğrenme deneyimi ile anne-çocuk ilişkisini güçlendirmekti. 

Aynı mahallede oturan bir diğer katılımcı Samer ise komşularından dil öğrenme oturumları yapıldığını öğrendi. Gerçekleştirilen oturumlara katıldı ve oturumlardan sonra her gün pratik yapmaya devam etti. Her alışveriş yaptığında veya ev sahibiyle Türkçe konuştuğunda, yeni bir ülkeye yerleşmesine yardımcı olan yeni dil becerileri için minnettar hissettiğini söylüyor. 

Kurs kapsamında adres sorma, doktor randevusu alma, bir şeyin fiziksel özelliklerini anlatma veya market alışverişi yapma, gibi başlıklar Türkiye'deki göçmen ve mültecilerin günlük rutinlerini kolaylaştırmak için tasarlanmış ders müfredatının temellerini oluşturuyor. Ancak, bazı katılımcılar kurstan bu müfredattaki içeriklerden daha fazlasını öğrendi. Örneğin 47 yaşındaki terzi Servan, yeni geliştirdiği dil becerilerini işini büyütmek ve Türk müşterileri ve işvereni ile etkileşim kurmak için de kullanıyor. 

Ailesinin geçimini sağlayan tek kişi olan Servan, tüm göçmenlere ve mültecilere zorlukların üstesinden gelmenin yollarını bulmalarını, çevrelerindeki insanları sevmelerini ve saygı duymalarını tavsiye ediyor. Bu sayede göçmen ve mültecilerin yeni evlerinde hayallerini gerçekleştirebileceklerini ve saygı görebileceklerini söylüyor. 

Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen etkinlikleri yürüten IOM'nin Sosyal çalışmacısı, kadınları öğrenme yolculuklarına devam etmeye teşvik edecek ve deneyimlerini paylaşmaları için onları güçlendirecek bir ortam yaratmak istediklerini ifade ediyor. Programın sonunda IOM çalışanı, katılımcıların oturumları sadece dil dersleri olarak görmediklerini, duygularını ve düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri yaratıcı ve güvenli bir alan olarak gördüklerini gözlemlediğini de ekliyor.